EJDERHA
Akşamın karanlığında, pencereden bir çift hüzünlü göz, yalnız sokağın ışıklarına, sonra da arkasına dönüp boş salona bakıyordu. Rüzgâr vardı. Yağmur yoktu. Yağmur olsaydı, içinin ağlama sesleri yağmurun sesline karışacaktı. Camdan uzaklaşan kadın, yaşlı gözleriyle evinin salonunu adım adım yürüdü. Sonra cama doğru tekrar yürüdü, yine dışarı baktı. Düşündü. Yalnızlık mı acı veriyordu? Yaşadıkları mı yoksa ? Okumaya devam et
Günaydın.
Dört kişilik ailenin akşam yemeği bitmiş, kadın sofrayı topluyordu. Kocası çocuklarla ilgilenirken o bulaşıkların kraliçesi olarak tabaklara;
KERPE’DEKİ ÇOCUKLUĞUMDAN
SUYUN İÇİNDEKİ BALIK
Yurdumun sıradan bir okulunda, sıradan bir öğretmen olan Beril, arkadaşıyla kafede buluştuğunda gününün mutsuz geçtiği her halinden belli oluyordu. Kız arkadaşını yanağından daha öperken söylenmeye başladı.
2005 yılına kadar üç arkadaş reiki denen şeyin ne olduğunu çok merak ediyorduk.