Meleklerle ilgili yazım bu blogta en çok okunan yazılardan olmuş. Çoğunluğumuzun yeni merakı olan meleklerle çalışmak, onlarla ilgili okumak, ilk başlarda heyecanla atladığım ama sonrasında da çok da derinlerine dalmadığım bir alan. Kendimi bilinçli bir şekilde değiştirebileceğim, değişimlerimin farkında olduğum enerjilerle çalışmak bana daha uygun olduğunu artık biliyorum.
Kendimizi değiştirebilip, yeniledikçe etrafımızda gelişen olayların yönü de değişebildiğine çok kez şahit oldum. Bununla ilgili başlangıç noktam da Theta Healingtir. Seviyorum Thetayı ileride ondan da bahsedeceğim.
Ama şimdi Theta öncesi meleklerle ilgili yaşanmışlıklarımı anlatma zamanı. Önceden söyleyeyim ben ne melek gördüm ne de rüyamda gördüm. Çok da özel yeteneklere sahip medyum bir kişi değilim. Sadece kendimde mutsuz olduğum tekrar edenleri sonlandırmayı seçmiş bir kişiyim. Bu yazıyı lütfen bu gözle okuyun. Siz de yapabilirsiniz.
Meleklerle konuşmalarımın yoğun olduğu bir dönemde (2013-2014) pek çok olay yaşadım. Ama en çarpıcılarını buraya koyuyorum.Sizlerin imkansız olan şeylerin, temiz kalple istendiğinde olabildiğini fark edin istiyorum
Hadi başlıyorum hikayeye…
Apartmanımızın üst katlarından birine geçince, kapalı otoparkımızda arabalar için fazla yer olmadığından, haliyle benim araba yerim de değişecekti. Her zaman kullandığım yerden çıkmakta zorlandığım için yeni park yeri istedim. Ama yeni yeri de iki arabayla paylaşmak durumunda kalabilirdim. Bunu istemiyordum. Ya eskisinde kalacak ya yeni dairenin yerine geçecektim. Peki hangisini seçmeliydim?
Gözüm aslında başka bir yerdeydi. Onun da sahibi vardı. Bir akşamüstü apartman komşularımla otoparka indim ve burayı nasıl düzenli hale getirebileceğimizi konuşmaya başladık. İstediğim park yerinin sahibi de oradaydı. Konuşmaları dinlerken içimden bir yandan baş melek Mikail’den ve kendi meleklerimden hangi yeri seçmemin benim için doğru olacağını soruyor ve işaret göndermesini istiyordum. Konuşmaların hararetinde sorumu dahi unuttum. Yaklaşık 10 dakika geçti geçmedi, istediğim park yerinin üstü minik beyaz tüylerle dolmuştu. Ne zaman olmuştu bu? Biz niye fark etmemiştik? Beyaz tavuklar gelmiş gitmiş miydi? Nasıl? Nasıl?
Şaşkınlıktan, bana deli denmesinden korktuğum için komşularıma tüylere dikkatlerini çektirmedim. Çektirmedim ama tüylerde fark edilmeyecek gibi değildi ki… Nasıl görmezler ve nasıl fark etmezler? Saçmalık bu. Ya da ben kafayı sıyırdım bu kitapları okumaktan diye konuşur buldum kendimi.
Ben kafamda şaşkınlıkla boğuşurken bir anda istediğim park yerinin sahibi “Bizim arabamız yok. Oğlan desen arada geliyor. Kızım en iyisi bizim park yerini sen al, yeni gelene de şurayı veririz. Bizim oğlan geldiğinde de senin eski yerine park eder” dedi.
Nasıl yani? Bu nasıl oldu? Anlam veremediğim ne çok şey oldu bu garajda? Biri bunu bana açıklasın? İstediğime nasıl bu kadar çabuk kavuşmuştum? Halbuki en başta çok umutsuzdum.
Çok mutlu olarak eve çıktım ve tabii ki olanları ev halkına anlattım. Büyük kızımla hemen aşağıya indik. Delirip delirmediğimi test etmeliydik. Açıkçası ben oraya tekrar gittiğimizde tüyleri görmeyeceğimden çok emindim çünkü filmlerde öyle olur ya. Hani kadın ispat etmek için yetkiliyi olay yerine götürür de kanıt ortadan kaybolur. Kadıncağızda film boyunca kendini yırtarcasına ispatlamaya çalışır ve başına gelmedik kalmaz. İşte ben buna çok hazırlıklıydım. Bunların saçma olduğuna ikna olacaktım sonuçta. Hem inanmak hem de inanmamak böyle bir şey oluyor.
Sonuç 1: Tüyler oradaydı. Bizi bekliyorlardı. Kirlenmişler ama vardılar. Kızım şok oldu. Hatta ertesi gün bu hikayeyi arkadaşına anlattı ve yine olay mahalline indiler. Tüyler oradaydı. Daha da kirlenmişlerdi ama oradaydılar.
Sonuç 2: Ben deli değilim. Saçmalamıyorum.
Sonuç 3: Filmler bizim tüm dünyamızı karıştırıyorlar, yanıltabiliyorlar.
sonuç 4: Bu yıllarda görmediğimiz bilmediğimiz bize yardım eden veya etmeyen çok farklı varlıklar var. Gözlerimizle göremediğimiz için bir çoğumuz onları yok zannediyoruz. Şimdilik görme şeklimiz bence bu tip olaylarla oluşuyor. Onu da yalanlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu site ile ilgileniyorsanız zaten siz genel inanışlardan uzaktasınız ve kendinizin en iyi versiyonunu bulmak istiyorsunuzdur. Tebrikler. Aynı gemideyiz. Bence biz iki nesil sonrasının öncüleriyiz. Yolumuz hep açık olsun kapalıysa bile açık olanları yaratabilmemiz dileği ile..